15 Aralık 2008 Pazartesi

KRAVATLI AKBABALAR VE İŞBİRLİKÇİLERİ


Hasan DEMİR


Yıl 1994. Sudan’da Kevin Carter’a Pulitzer Ödülü’nü kazandıran o fotoğraf hâlâ hafızalarınızdadır sanırım.

Kara ve kuru bir çocuk açlıktan ölmek üzeredir.

Başında bir akbaba bekler:

“- Ölse de yesem!”

Çocuk ölecek, akbaba çocuğu yiyecek, fotoğrafı çeken Kevin Carter ise bu sahneyi düşüne düşüne çıldıracaktır.

***

Açlık bitmedi.

Dün köle olarak satılan ve Amerikalıların çiftliklerinde kırbaç zoruyla boğaz tokluğuna çalıştırılan Afrikalılar bugün hâlâ bir deri bir kemik, ölümü bekliyor.

Başlarında akbabalar.

Uluslararası Yardım Örgütü, Dünya Gıda Günü vesilesiyle yayımladığı raporda, Afrika Boynuzu’ndaki 17 milyon kişinin “açlığın pençesinde” olduğunu cümle âleme duyurdu.

Somali açlıktan ölüyor.

Etiyopya açlıktan ölüyor.

Bu ülkeleri ve dünyanın dört bir yanındaki açları bir yudum su, bir avuç pirince muhtaç bırakan ise, dünün köle tüccarı, bugünün kravatlı akbabaları.

***

Evet, açlığın sebebi, Batı’nın kravatlı akbabaları.

Guatemala’da buğday fiyatları yüzde 300, Kamboçya ve Filipinlerde pirinç fiyatları yüzde 200 arttı ise, sebebi, “Küresel Ekonomi” denen şey değildir de nedir.

1970’li yıllarda Somali, Bangladeş, Peru, Ruanda ve Bolivya gibi ülkeler ürettikleriyle “Kendine yeter” halde iken, uygulanan IMF programlarıyla bir avuç pirinç, bir ölçek buğdaya muhtaç bırakıldılarsa, suçlu ortada değil mi!

Dahası var...

Bu yıl Afrika Boynuzu’ndaki açlıktan ölümleri önlemek için milyar dolarlar değil, birkaç yüz milyon dolar yetiyor da, artıyor bile...

Ama o birkaç yüz milyon dolar bir türlü denkleştirilemiyor.

Niye?

Çünkü onlar “siyah”.

Onlar insan bile sayılmaz.

Onlar “akbaba yemi!”

***
Milyonlarca Afrikalının açlıktan ölmemesi için birkaç yüz milyonu denkleştiremeyen dünyada, öyle bir gelir dağılımı var ki, üzerine döksen, vicdanlar kudurur.
Avrupalı ve Amerikalıların yüzde 20’si dünya gelirinin yüzde 80’inden fazlasını cebe indiriyor.

Bu tüketimde de böyle, ama dünya nüfusunun yüzde yirmisi ise, dünyada bir yıl içersinde üretilen mal ve hizmetlerin ancak yüzde birine mahkûm edilmiş bulunuyor.

Reva mı bu!

Denebilir ki:

"- Ya Avrupa ve Amerikalılar akıllı ve çalışkan, ötekiler akılsız ve tembel ise!”

İşte “ırkçılık” diye buna denir.

Ve onlar “ırkçı” dır.

Öyle oldukları için kendilerine her yol mübah, her gelir helâldir...

***

Hayır, iftira atmıyoruz..

Gerçeği söylüyoruz.

Gazetelerde okudunuz, Wall Street’te 50 yıldır brokerlik yapah Nasdaq’ın eski başkanı Bernard L. Madoff yatırımcılarını tam 50 milyar dolar dolandırmış...

50 milyar dolar ne demek!

Afrika Boynuzu’ndaki milyonlarca insanın açlıktan ölmemesi için birkaç yüz milyon dolar bulamayan Batı’da bir kişi, tek başına 50 milyar dolar cebe indiriyor da, kimsenin ruhu duymuyor...

Bu 50 milyar dolar...

Afrika’daki bütün açlıklarının sonu olur, sonu.

***

Nasdaq eski Başkanı’nın 50 milyar dolarlık vurgununu mumla aratan bir başka vurgun ise Lehman Borthers Inc. vurgunu.Lehman Borthers Inc., Merkezi New York’ta bulunan bir Yatırım Bankası.

Şu anda “iflas etmiş” bir kurum.

Lâkin bu banka, iflastan hemen önce...

Tam 400 milyar doları..

Elektronik ortamda İsrail’e aktarmış...

Unutmadan söyleyelim...

Nasdaq’ın kurucusu ve eski patronu da, Lehman Borthers’ın kurucu ve batış ânındaki yöneticileri, tesadüfe bakınız ki, Yahudi.

***

Bir yanda akbaba, “Açlıktan ölse de, yesem!” diye Afrikalı çocuğun başında bekleyecek, diğer yanda birileri tek başına 50 milyar dolar çarpacak; 400 milyar doları İsrail’e aktaracak...

Deniyor ki...

“- İsrail’den 400 milyar doları geri alamayız!”

“- Niye?”

“- Çünkü İsrail bankacılık mevzuatı buna müsait değil...”

Senin “mevzuatına” tüküreyim...

O parayı zimmetine geçiren İran olsaydı, hâli n’olurdu. Türkiye olsaydı, bırakınız Türkiye’yi, Almanya olsaydı, Almanya’nın hâli n’olurdu...

Bu mu “evrensel değer” !

Bu mu “globalizm”..

Bu mu, Hüseyin Obama!..

Hayır, bunların cümlesi, kravatlı akbaba..

Onlarla işbirliği yapanlar da, Afrikalı çocuğun son nefesini bekleyen akbaba!

YENİÇAĞ, 15 Aralık 2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder