19 Aralık 2008 Cuma

ERMENİLERDEN ÖZÜR DİLEYENLER KİMLER? TANIYALIM

Geçtiğimiz günlerde Ermenilerden özür dileme kampanyasını başlatan ekibin başını çeken Galatasaray Üniversitesi öğretim görevlisi Prof.Dr. Ahmet İnsel ile aynı üniversiteden AB ile ilişkiler uzmanı Dr.Cengiz Aktar ve bağlı oldukları örgütleri tanımakta yarar vardır.

Dr.Cengiz AKTAR, AB ilişkilerimizde uzman olarak görev yapan, AB uğruna ülkenin sırtını mindere yapıştırma görevlerini başarı ile yerine getirmeye çalışan, batılılaşmamız için eserler yazan bir akademisyen..Geçmiş yıllarda Emperyalizm’in siyasi kanadı olan Birleşmiş Milletler çatısı altında ve Avrupa Birliği’nin göç ve iltica politikaları etrafında biçimlenen hükümetler arası danışma kurulunun ikinci başkanı olarak çalıştı. 1994-1999 yılları arasında ise Birleşmiş Milletler Örgütü’nün Slovenya Temsilciliği’ni yönetti.

Prof Dr. Ahmet İNSEL ise HELSİNKİ YURTTAŞLAR DERNEĞİ’nin kurucu üyelerindendir. Bütün çalışmalarını da bu dernek ve arkasındaki güçlerin talimatları doğrultusunda sürdürür. Türkiye’de başta Ermeniler olmak üzere tüm etnik unsurları derneğin amaçları doğrultusunda yönlendirmek, eğitmek ( kışkırtmak diye okuyabilirsiniz ) en önemli görevlerindendir. Hatta internet sitelerinde işi, Türkiye’deki Roman vatandaşları kışkırtmaya kadar götürmüşlerdir.

Bu siteye http://www.hyd.org.tr/ adresinden ulaşırsanız.İlişkide bulunulan örgütleri ve ülkenin hangi duyarlılıklarının kaşındığını görebilirsiniz.

HELSİNKİ YURTTAŞLAR DERNEĞİ NEREDEN HANGİ PARALARLA BESLENİR?

1983 yılının sonlarında ABD kongresi onayı ile “Ulusal Demokrasi Fonu” (NED: National Endowment For Democracy) kuruldu. Bu tarihten itibaren CIA’nın ülkelerin karıştırılması operasyonlarında kullanılan birçok işlevi NED’e transfer edildi.

Avrupa’da yerleşik ve çoğu ABD tarafından beslenen “Sivil Toplum Örgütleri” de, NED’in Demokrasi yayma operasyonlarında yer almaktadırlar. Para kaynağı ABD hazinesidir. NED ise bu paranın kasasıdır.

Amaçları çok net ve açıktır.
Doğu Avrupa’yı, Afrika’yı, Asya’yı, Ortadoğu ve Okyanus devletlerini birlikte yeniden kolonileştirmek, doğal kaynakları ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER aracılığı ile yağmalamaktır. Ahmet İnsel’in de içinde bulunduğu Helsinki Yurttaşlar Derneği de bu amaçlar için para alıp kendisine verilen görevleri yerine getirmektedir.

NED’DEN KAÇ YILINDA, HANGİ AMAÇLA, NE KADAR PARA ALDILAR?

YIL: 1997
PARAYI VEREN: NED
PARAYI ALAN : Helsinki Yurttaşlar Derneği
PARA MİKTARI:30.000 DOLAR
VERİLİŞ AMACI: Daha etkin sivil toplum için sivil girişimlere destek vermek ve birleştirici çabalar içine girmek. Eylemleri halka yaymak, yeni üyeler örgütlemek ve diğer Sivil Toplum Örgütlerini eğitmek.

YIL:1997
PARAYI VEREN: Proje Karşılığı AB katkısı
PARAYI ALAN : Helsinki Yurttaşlar Derneği
PARA MİKTARI: 81.330 EURO
VERİLİŞ AMACI: Proje; Yasama kararlarının verimliliği.

YIL:1998
PARAYI VEREN: NED
PARAYI ALAN: Helsinki Yurttaşlar Derneği
PARA MİKTARI: 31.000 DOLAR
VERİLİŞ AMACI: Cemiyet, örgütsel yapısını güçlendirecek, yeni üyeler kazanacak, çalışmaları halka yayacak ve diğer Sivil Toplum Örgütlerini örgütlenme konusunda eğitecektir.

YIL:1999
PARAYI VEREN: NED
PARAYI ALAN : Helsinki Yurttaşlar Derneği
PARA MİKTARI: 31.000 DOLAR
VERİLİŞ AMACI: Cemiyet, örgütsel yapısını güçlendirecek, yeni üyeler kazanacak, çalışmaları halka yayacak ve diğer Sivil Toplum Örgütlerini örgütlenme konusunda eğitecektir. vs…

YIL: 2000
PARAYI VEREN: NED
PARAYI ALAN: Helsinki Yurttaşlar Derneği
PARA MİKTARI: 45.000 DOLAR
VERİLİŞ AMACI: İstanbul, Mersin ve Van’da STÖ’ler ve eylemciler şebekesi oluşturulacak. Bu şebeke, ifade özgürlüğünü engelleyen yasal engellerin kaldırılması, özgürce toplanma ve örgütlenme haklarını savunacaktır. ( BU İLLERE VE BUGÜNKÜ HAREKETLİLİĞE DİKKAT!…)

YIL: 2001
PARAYI VEREN: NED
PARAYI ALAN : Helsinki Yurttaşlar Derneği
PARA MİKTARI: 35.000 DOLAR
VERİLİŞ AMACI: Barışçı toplantı ve örgütlenme özgürlüğü hakları konusunda savunma, lobici ve kampanyacı sivil eylemcilerin çekirdek gurubunu eğitmek, bir basın toplantısı düzenleyerek 40 kadar basın mensubu, siyasetçi ve devlet görevlisini ağırlamak. Altı kentte 50 NGO’nun ihtiyaçlarını belirlemek.

YIL: 2002
PARAYI VEREN: NED
PARAYI ALAN : Helsinki Yurttaşlar Derneği
PARA MİKTARI: 35.000 DOLAR
VERİLİŞ AMACI: 5 El kitabı yayınlayıp 20 kişiyi İstanbul’da Savunmanlık, lobicilik ve kampanyacılık konusunda eğitme çalışması yapmak.Bu 20 kişi 10 ayrı kentte 100 STÖ’nün elemanlarını eğitecektir. 40 siyasetçi, gazeteci ve devlet görevlisine kabul düzenlenecek. 1000 Adet haber bülteni basılıp postalanacaktır.

YIL: 2003
PARAYI VEREN: NED
PARAYI ALAN: Helsinki Yurttaşlar Derneği
PARA MİKTARI: 35.000 DOLAR
VERİLİŞ AMACI: Anayasa Reformu için milletvekillerine lobi yapmak, Bölgesel eğitim atölyeleri çalışmaları sürdürülecek, STÖ eğitim malzemeleri dağıtılacaktır.

Not; Rakamsal verilerde Mustafa Yıldırım’ın Sivil Örümceğin Ağında eserinden yararlanılmıştır.
Görüldüğü gibi ihanetin göbeğine oturan bu örgüte Sivil Toplum Kuruluşları üstü bir görev de biçilmiştir. Yardımlar 2003 yılından sonra da devam etmektedir.

Şimdi soruyoruz; Bu zat-ı muhteremlerden Türkiye’nin haklarını savunmaya yönelik bir açıklama bekleyebilir misiniz?

Nereden emir aldıklarını ve neyi, nasıl görme ve değerlendirme konusunda şartlandıklarını çoktan görmeniz gerekir idi.

Helsinki Yurttaşlar Derneği Kurucu Üyeleri

Adalet Ağaoğlu
Ahmet Fadıl Kocagöz
Ahmet İnsel
Ali Bulaç
Ayşe Buğra
Ayşe Silivri
Bülent Tanık
Bülent Tanör
Ceyda Can
Emil Galip Sandalcı
Ercan Karakaş
Esra Koç
Fikret Toksöz
Halil Berktay
Haluk Şahin
İlhan Tekeli
İştar Bedriye Gözaydın
Mahmut Ortakaya
Mehmet Ali Aslan
Mehmet Ali Birand
Mete Tunçay
Murat Belge
Murat Çelikkan
Murat Gültekingil
Murat Karayalçın
Murtaza Çelikel
Orhan Pamuk
Osman Kavala
Selim Ölçer
Sinan Gökçen
Süleyman Çelebi
Şerafettin Elçi
Şirin Tekeli
Şule Kut
Taciser Ulaş
Tarık Ziya Ekinci
Turgut Tarhanlı
Ümit Fırat
Ümit Kıvanç

Kaynak: www.yenidenergenekon.com

Ömer ÖZTÜRKMEN
NOT: BU YAZI ADD ISPARTA ŞÜBESİ TARAFINDAN GÖNDERİLMİŞTİR.

BUNLARDA UTANMA DA YOK: ŞEHİT DİPLOMATIMIZI LİSTEYE YAZMIŞLAR!

“Ermenilerden özür diliyorum” kampanyasında büyük hata. Listede yer alan bir isim şaşkına çevirdi. Mesleği büyükelçi olarak kaydedilen İsmail Erez, 1975’te Ermeni teröristler tarafından öldürülen şehidimizdi.

“Ermeni kardeşlerimden özür diliyorum” kampanyası, bir skandala imza attı. Ermeni terörü örgütü tarafından 1975 yılında şehit edilen Türkiye’nin Paris Büyükelçisi İsmail Erez’in ismi, kampanyaya destek verenler listesinde kullanıldı.
Gazeteci Ali Bayramoğlu, profesörler Baskın Oran ve Ahmet İnsel ve Dr. Cengiz Aktar’ın öncülüğünde başlatılan kampanyanın internet sitesinde, şehit İsmail Erez’in ismi de “büyükelçi” unvanı kullanılarak Paris’ten bir katılımcı olarak gösterildi. Peki Erez kimdi hatırlayalım:

İsmali Erez, bir resepsiyondan dönerken büyükelçiliğe 350-400 metre mesafe kala, otomobilinin yavaşladığı sırada 3 veya 4 kişiden oluşan Ermeni teröristlerin silahlı saldırısına uğradı. Erez, kalbinden ve boynundan aldığı yaralarla şehit olurken, saldırıda Erez’in şoförü Talip Yener de şehit edildi.

İsmail Erez’in adının, Ermeni teröristlerce şehit edildikten tam 33 yıl sonra böyle bir kampanyada kimler tarafından kullanıldığı henüz bilinmiyor. Erez, Dışişleri Bakanlığı’nın teröre kurban verdiği dördüncü diplomat olmuştu. Dışişleri Bakanlığı’nda Erez’in ismini taşıyan bir de toplantı salonu bulunuyor. İsmail Erez’in adı çeşitli illerdeki okullar ile cadde ve sokaklarda da yaşatılıyor.
Kampanyaya katılmak için internet sitesine geçerli bir eposta adresi bilgisi ile bir mesaj yollamak gerekiyor. Katılımcı listesi dün itibarıyla 13 bin kişiyi geçti. Ancak, bu isimlerden ne kadarının sahte katılımcı olduğu belli değil. Kampanya katılımcıları arasında Temel İskit ve Ünal Ünsal gibi emekli büyükelçilerin de imzaları bulunuyor.
Örgütü Taşnaklar kurdu
“Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları” adlı terör grubu Taşnaklar tarafından kuruldu. Örgütün adı daha sonra “Ermeni Devrimci Ordusu” şeklinde değiştirildi. Bu grubun bütün cinayetleri ve bombalama olayları Taşnaklar tarafından planlandı.
Bu terör örgütünün ASALA’dan farkı, ASALA terör eylemlerinde Türk veya başka ülkelerin vatandaşları arasında ayrım gözetmezken Taşnak ve ona bağlı terör grupları, hedef olarak yalnız Türkleri, Türk vatandaşlarını, Türk temsilcilerini seçtiler.
ASALA ismi, Erez cinayetinde henüz duyulmamıştı. 16 Şubat 1976’da Türkiye’nin Beyrut Büyükelçiliği Başkatibi Oktar Cirit’in öldürülmesi ile ASALA terör örgütü isimini duyurdu. Duyurudan sonra değişti KampanyanIn internet sitesinde isimleri sahte şekilde yer alan vatandaşların suç duyurularının ardından “ozurdiliyoruz.com” sitesinden, “Katılanlar” ve “Katılmak için tıklayın” bölümleri çıkarıldı. Şu anda sayfada, sadece destek verenlerin katılımcı sayısı görünüyor. Ancak, katılımcıların isimlerine ulaşılamıyor.
PUSUYA DÜŞÜRÜLDÜ
Büyükelçi İsmail Erez, Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Daniş Tunaligil’in bir suikast sonucu şehit olmasından iki gün sonra, 24 Ekim 1975’te pusuya düşürülerek şehit edilmişti. Saldırıda Erez’in şoförü Talip Yener de şehit oldu Katliamların 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nın ardından gerçekleşmesi nedeniyle, önce faillerin Rum teröristler olduğu zannedildi. Ancak, saldırıyı “Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları” adlı örgüt üstlendi. Türkiye, 1976’daki üçüncü suikastta ASALA terör örgütü ile tanıştı. Saldırı gazetelere böyle yansımıştı. Kampanya yorumları Gül’ü üzdüCumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bir grup akademisyenin başlattığı ‘Ermenilerden özür diliyoruz’ kampanyasına yönelik açıklamalarının ardından yapılan yorumlar Köşk’ün tepkisine yol açtı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi dün konuya ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, “Cumhurbaşkanımız, konuyla ilgili görüşlerinin bilinmesine rağmen, konunun küçük siyasi hesaplarla çarpıtılmakta olmasından üzüntü duymuşlardır’’ denildi.
“Ermeni misin?” diye sorarlar
CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman önceki gün büyük tepki çeken açıklamalarının ardından dün de “Ermenilerin soykırım suçu işlediğimize dair savını haklı bulanlara, destekleyenlere, hoş görenlere, ‘Sen Ermeni misin?’ diye sorarlar. Cumhurbaşkanı da olsa sorarlar” dedi.Arıtman açıklamasında, “Bir grup aymaz tarafından milletimize büyük bir haksızlık yapılarak hakaret ediliyor” ifadesini kullandı. (Sevil KÜÇÜKKOŞUM / Akşam)

Abdullah Gül destekli “Özür diliyorum” imzacıları, emperyalistlerin “bellek çalışması” dedikleri işi yapıyorlar!

İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin, 18 Aralık 2008 tarihinde Ankara'da bir basın toplantısı yaparak, "Özür" kampanyası ve buna Abdullah Gül'ün desteğini değerlendirdi. Gültekin'in açıklaması özetle şöyle;

Fransa’nın Yerel Yönetimlerden Sorumlu Bakanı Alain Marleix, 3 Aralık 2008 tarihinde Hükümeti adına, Ermeni sorunu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada; “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Erivan ziyareti üzerinden Türkiye bir 'bellek çalışması' yapmaya başladı. Bunun cesaretlendirilmesi gerekir” dedi.
Son günlerde bir grup öğretim üyesi ve Sorosçu aydının başlattığı “Özür diliyorum” kampanyasının gerçekte ne olduğu, bu açıklamayla ortaya çıkmış oluyor. Bu kampanyanın arkasında doğrudan doğruya emperyalistler bulunmaktadır.
Yüzyıl önce ülkemizin parçalanması ve sömürgeleştirilmesinde, Ermeni sorununu bir araç olarak kullanmak isteyenler, bugün aynı amaçla yeniden sahne almışlardır.
Tarihi gerçekler ters yüz edilmektedir. Amaç Türkiye Cumhuriyeti Devletinin “soykırımlar üzerinde kurulmuş gayrı meşru bir devlet olduğu” yönünde dünya kamuoyunu oluşturmak, Türk milletinin ise kendini savunma iradesini kırarak emperyalist planları yeniden hayata geçirmenin yolunu açmaktır.
VATANIMIZI SAVUNDUK
Birinci Dünya Savaşı, emperyalistler arası bir paylaşım savaşıydı. En önemli amaçlarından biri de henüz sömürgeleşmemiş Osmanlı topraklarının sömürgeleştirilmesiydi.
Emperyalistler dört bir yandan işgale giriştikleri Osmanlı ülkesinde yaşayan azınlık milletleri kışkırtarak isyan ettirdiler ve böylece Osmanlı Ordusu’nu arkadan vurdular.
Türk Milleti ise emperyalistlere ve onlarla işbirliği yapanlara karşı vatanını savundu.
Emperyalizme karşı mazlum milletlerin tarihteki ilk Kurtuluş Savaşı’nı verdi.
İşte emperyalistlerin “Soykırım” diye mahkum etmeye çalıştıkları, bu Kurtuluş Savaşı’dır.
ERMENİSTAN BAŞBAKANI KAÇAZNUNİ TÜRKLERDEN ÖZÜR DİLEDİ
Kurtuluş Savaşı’mız emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin yenilgisiyle 1922 yılında sonuçlandı. Bütün Dünya, emperyalistler ve onlarla işbirliği yapan Ermeniler de dahil olmak üzere herkes, Türklerin vatanlarını savunduğu gerçeğini kabul etmek zorunda kaldı.
Ermenistan Devleti’nin ilk Başbakanı ve Taşnaksutyun Partisi’nin yöneticilerinden Ovannes Kaçaznuni 1923 yılında Partisi’nin Bükreş’te toplanan Yurtdışı Konferansına sunduğu Rapor’da şunları yazdı:
‘1914 Kışı ve 1915 yılının Bahar aylarında kayıtsız şartsız Rusya’ya yönelmiş durumdaydık… Gönüllü birlikler oluşturduk ve Türkler daha savaş konusunda tarafsız konumda iken onlara karşı askeri operasyonlara giriştik.
‘Aklımız dumanlanmıştı… Herhangi bir gerekçe yokken zafer havasına kapılmıştık; sadakatimiz, çalışmalarımız ve yardımlarımız karşılığında Çar Hükümeti’nin (Güney Kafkasya Ermenistan’ı ile Türkiye’nin Ermeni vilayetlerinden oluşan) Ermenistan’ın bağımsızlığını bize armağan edeceğinden emindik….
‘1915 Yaz ve Sonbahar döneminde Türkiye Ermenileri zorunlu göçe (tehcir) tabi tutuldu, kitlesel sürgünler ve baskınlar gerçekleştirildi. Bütün bunlar Ermeni meselesine ölümcül bir darbe vurdu…
‘Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı ve bugün pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır; sonradan da anlaşıldığı üzere, Türkiye’de Ermeni meselesinin temelli çözümü açısından bu yöntem, en kesin ve en uygun bir yöntemdi…
‘Kendimiz dışında bir suçlu aramayalım…
‘Taşnaksutyun’un artık yapacak bir şeyi kalmadı… İntihar etmeyi öneriyorum.’
(Ovannes Kaçaznuni, Taşnak Partisi’nin Yapacağı Bir Şey Yok. Kaynak Yayınları. 1.b. Kasım 2005)
Tarihi gerçek budur.
Ama emperyalistler emperyalistliklerinden; işbirlikçiler ise hainliklerinden vazgeçmiyorlar.
Şimdi, o eski emellerini gerçekleştirmek açısından koşulların uygun olduğunu düşünüyorlar.
EMPERYALİSTLERİN TALİMATIYLA YAPILAN BELLEK ÇALIŞMASI
Abdullah Gül, boylu boyunca Sorosçu imzacıların arkasındadır. Yaptığı açıklamaya bakalım:
“Türkiye, görüşlerin açıkça ifade edilebildiği bir ülke. Herkes görüşlerini açıkça ortaya koyuyor… Sorunların, problemlerin olduğu komşularımızla sorunları konuşarak çözmek kararlılığındayız, bu mümkün. Problemlerin devam etmesinin kimseye bir yararı yok.”
Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden zatın söylediklerine bakınız. Sorunu ortaya çıkaran kim?Kars ve Lozan Antlaşmaları ile çözülmüş olan ve daha da önemlisi sorunun tarafı olan Ermenilerin o zaman özür dilemesi ile çözülmüş bir olayı, aradan 60 yıl geçtikten sonra gündeme getiren kim?
Tarihi gerçekleri tartışmayı ret ederek, “soykırım yaptınız” dayatmasında bulunanlar kim?
“Biz soykırım yapmadık vatanımızı savunduk” diyen Doğu Perinçek’i, Yurtdışı Temsilcimiz Ali Mercan’ı ve Bern ADD Başkanı Ethem Kayalı ile Zürih ADD Başkanı Hasan Kemahlı’yı hapis cezasına çarptıran kim?
Türklerin görüşlerini ifade etmelerini, Lozan’da, Berlin’de, Paris’te, Brüksel’de ve Hollanda’da engellemek için çırpınanlar kimdi?
Bütün bu soruların cevabı emperyalistler ve işbirlikçileridir.
Ermeni sorunu konusunda gerçekleri dile getirdiği için bugün komplolarla içeri atılanlar da Doğu Perinçek ve arkadaşlarıdır.
Öte yandan, hainlerin Türkiye’de; “Türkler soykırım yaptı” tezini sonuna kadar özgürce savundukları da bir gerçektir.
Abdullah Gül ise “sorunların devam etmesinin bize bir yararı yok” diyor ve “fikir özgürlüğü” adına “sorunu yaratanları” destekliyor.
Çünkü Fransız Bakan’ın da ifade ettiği gibi O da; Soros imzacıları da; Türk Milletine yönelik bir “Bellek çalışması” yapıyorlar.
Talimat, emperyalistler adına Fransız Bakan’dan; para, Soros’tan; uygulama, işbirlikçilerden; koruma, Çankaya’yı işgal etmiş olan Zat’tan.
İşte Türk Milleti’ne karşı sahnelenen oyun budur.

CENGİZ AKTAR'IN SAYGISIZLIĞI


Adı Cengiz Aktar.

Sık sık televizyonlarda boy gösterir.

Özellikle kesintisiz AB savunuculuğuyla bilinir. Aynen bir dönem "Mustafa Kemal eşkıyadır. Onların peşinden gidilmez. Oysa Avrupa bize medeniyet getirecek" diye hönküren mütareke basını gibi savunuları vardır.

Perşembe akşamı 32. Gün'de bir kez daha izledim. Özürcüler Oral Çalışlar ve ASALA tarafından katledilen şehit diplomat arkadaşlarını hafızasından silerek imza atan eski diplomat (!) Temel İskit ile birlikte kendilerini savunuyordu. Karşılarında da değerli diplomat Şükrü Elekdağ ve ismini hatırlayamadığım, ama vatansever bir eski diplomatımız vardı. Tartışma sırasında özellikle Elekdağ konuşurken, Çalışlar ve İskit saygılı bir şekilde dinlediler. Derler ya yiğidi öldür hakkını ver diye. Yiğit değiller ama yine de bunu yaptılar. Takdir ettim.

Ama arada sırada Elekdağ konuşurken kameralar Aktar'ı gösteriyordu.

İlk defa bir televizyon programında bu kadar laubali mimikler gördüm.

Karşısındaki adam 1924 doğumlu ve ister beğensin ister beğenmesin, yıllarını Türk Dışişleri'nde geçirmiş, Türkiye'yi yurtdışında iyi veya kötü temsil etmiş, Türkiye'nin Vaşington Büyükelçiliği görevini yapmış, 22 Temmuz seçimlerinden sonra da Meclis'in açılışını, yaşı dolayısıyla Meclis Başkanlığı görevi verilerek gerçekleştirmiş Şükrü Elekdağ.

1955 doğumlu olan Aktar, hadi görevine saygı duymasa bile yaşı gereği Elekdağ'ı efendi gibi dinlemesi gerekirdi.

Ama Türk Milleti'nden kopuk olduğunu orada bile belli etti. Mimiklerle aşağılar gibi hareketler ediyor, dinlemiyor, elleriyle kollarıyla hareketler yapıyor, samimi olmayan gülücükler atıyordu.

Bu benim çok zoruma gitti.

Dediğim gibi, Çalışlar ve İskit'e fikirleri dolayısıyla tepkiliyim. Ama Aktar'a ayrıca bir de insanlık, saygı notu vermek gerekiyor sanırım.

İnsanları aşağılamayı adet haline getirenlerin, kendi milletlerini aşağılaması kadar doğal birşey yok.